Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gezi Direnişi, gazeteciler ve penguenler

Resim
Geçtiğimiz haftalarda, Murathan Mungan, sosyal medyada gazetecilikle ilgi önemli bir noktaya dikkat çekmişti. Mungan, George Orwell'in "Gazetecilik, birilerinin basılmasını istemediği şeyi yayımlayabilmektir. Geri kalan her şey halkla ilişkilerdir" sözünü paylaşmıştı. Orwell'in gazetecilik için o dönemde yaptığı tanımlama belli bir dönemle sınırlı değildir. İktidarlar var olduğu müddetçe birileri 'rahatsız edici' haberler , yazılar yayımlayacak; birileri de suya sabuna dokunmayacak ya da kendisine verilen talimatları yerine getirecektir. Dünden bugüne gazetecilik bu iki ayrı çizgi üzerinden gitmiştir. Bir yandan İktidardan yana 'haber' yapanlar, gerçekleri çarpıtanlar ya da gerçeklerin üstünü örtenler; diğer yandan gerçekleri yansıtabilmek için bedel ödeyenler. Günümüzde gazetecilik ağır sınavdan geçiyor. Özellikle demokrasinin olmadığı, hukukun işlemediği  Türkiye 'de gazetecilik yapmak neredeyse imkansız hale geldi. Gerçekleri yazan gazetecile

Roboski ve 'adalet sarayı'

Resim
Tarih 29 Aralık 2011. İstanbul  güzel, güneşli. Adliye muhabiriyim. Yani  adalet  ve adaletsizliğin  tam da ortasındayım. Meslektaşlarımın yargılandığı davayı takip etmek için Çağlayan'daki İstanbul  'Adalet Sarayı'ndayım.  Adalet yerini bulacak ve arkadaşlarım, meslektaşlarım beraat edecek, diye düşünüyorum (!) Umutluyum, gülüyor yüzüm... Ama uzun sürmedi bu huzur... Gazete sayfalarını çevirmeden, televizyona bakmadan sokağa atmıştım kendimi; yüzümün gülmesi de bundanmış. Kara haberi öğrenmem geç olmadı. 34 insan bombalarla paramparça edilmişti!  Beynimden vurulmuştum sanki. Haber spikeri günün "rutin" haberiymiş gibi aktarıyordu yaşanan katliamı.  Gördüklerim, duyduklarım karşısında ne bir söz çıktı iki dudağımın arasından ne de oturduğum yerden kalkabildim.  Öylece kala kaldım adliyedeki basın odasında.  Ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum,  gözyaşlarım donmuştu sanki.   Ne meslektaşlarımın duruşmasını izleyebildim ne de haber yapabildim o gün.

Kadın ‘cam tavan’ a çarpıyor, erkek yükseliyor!

Resim
Kadın gazeteci, erkekle aynı işi yapsa da, daha fazla emek verse de karar mekanizmalarında yer almıyor. “Ben de buradayım” diyen kadın gazeteciyi zorlu bir mücadele bekliyor.  Kadınlar, çalışma hayatının her alanında olduğu gibi basında da ayrımcı uygulamalara maruz kalıyor. Kadın gazeteci istediği haberi takip edemiyor, istediği konuda köşe yazamıyor, üst düzey kademelerde yer almak için başarının ötesinde bir çaba sarf etmeye zorlanıyor. Çalışma yaşamında erkekle aynı işleri yapan kadın gazeteci, karar alma mekanizmalarında yer almıyor. Feminist hareketin akademik dünyaya en büyük katkılarından biri de bu alandaki eşitsizliğe dikkat çekmesi olmuştur. Kadının medyadaki temsili üzerine yıllardır bir dizi araştırma ve inceleme yapıldı kadınlar tarafından. Tüm bu araştırma ve incelemelerdeki temel çıkarsama ise medyanın cinsiyetçi olduğudur. Araştırmalar, kadının medyada iş ve toplumsal hayatındaki başarılarından çok, töre cinayetleri, intihar, tecavüz, şiddet gibi